Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar, 
Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar, 
Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı, 
Görmezler ufuklarda, şafak söktüğü anı... 

Gördükleri rüya ezeli bahçedir aşka; 
Her mevsimi bir yaz ve esen rüzgarı başka. 
Bülbülden o eğlencede feryat işitilmez; 
Gül solmayı; mehtap, azalıp gitmeyi bilmez... 

Gök kubbesi her lahza, bütün gözlere mavi... 
Zenginler o cennette fakirlerle müsavi; 
Sevdaları hülyalı havuzlarda serinler, 
Sonsuz gibi, bir fıskiye ahengini dinler. 

Bir ruh, o derin bahçede bir defa yaşarsa 
Boynunda onun kolları, koynunda o varsa, 
Dalmışsa, onun saçlarının rayihasıyle, 
Sevmekteki efsunu duyar her nefesiyle; 
Yıldızları boydan boya doğmuş gibi, varlık, 
Bir mucize halinde o gözlerdendir artık. 

Kanmaz, en uzun buseye, öptükçe susuzdur, 
Zira, susatan zevk, o dudaklardaki tuzdur. 
İnsan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan,
Bir sır gibidir az çok ilâh olduğumuzdan. 
Onlar ki bu güller tutuşan bahçededirler. 
Bir gün nereden hangi tesadüfle gelirler? 

Aşk, onları sevk ettiği günlerde, kaderden 
Rüzgar gibi bir şevk alır, oldukları yerden. 
Geldikleri yol, ömrün ışıktan yoludur o! 
Alemde bir akşam ne semavi koşudur o! 

Dört atlı o gerdune, gelirken dolu dizgin, 
Sevmiş iki ruh ufku görürler daha engin, 
Simaları her lahza parıldar bu zaferle; 
Gök her tarafından, donanır meşalelerle! 

Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar, 
Varlıkta bütün zevki o cennette duyanlar 
Dünyayı unutmuş bulunurken o sularda, 
- Zâlim saat ihmâl edilen vakti çalar da- 

Bir an uyanırlarsa leziz uykularından, 
Baştan başa, her yer kesilir kapkara, zindan... 
Bir faciadır böyle bir alemde uyanmak... 
Günden güne, hicranla bunalmış gibi, yanmak...

Ey Talih ! Ölümden de beterdir bu karanlık ! 
Ey Aşk ! O gönüller sana mâl oldular artık ! 
Ey Vuslat ! O aşıkları efsununa ram et ! 
Ey tatlı ve ulvi gece ! Yıllarca devam et...
(Yahya Kemal Beyatlı)
                    30 Mayıs 2024 / Mehmet Özata