"Dünyaya bir kez daha gelsem yine kalaycı olurum" diyen Ahmet Bilge, kalaycılığın Tokat'taki son temsilcisi...

Geleneksel el zanaatlarından kalaycılık mesleği tarih olmakla karşı karşıya kalırken Tokat'ın son kalaycı ustası Ahmet Bilge Tokat Sanayisinde mesleğini devam ettiriyor.

Siyah Kalp'in Sevilay'ı Leyla Tanlar kimdir? Kaç yaşında ve nereli? Siyah Kalp'in Sevilay'ı Leyla Tanlar kimdir? Kaç yaşında ve nereli?

Gelişen teknoloji ile birlikte mutfaklarda bakırın yerini çelik, alüminyum ve teflon gibi malzemelerden yapılan eşyaların almasıyla sayıları azalan kalaycı ustaları artık sayılı! Tokat'ın son kalaycı ustalarından Ahmet Bilge ise bu mesleğin son temsilcisi. Bilge Tokat Sanayisinde küçük dükkânında işini severek yaparken dünyaya bir kez daha gelmek isterse yine kalaycı ustası olmak istediğini belirtti. Ahmet Bilge "Şu anda benim için yeryüzündeki en güzel mesleklerden biri kalaycılık. Kimseye muhtaç değiliz, ekmeğimizi kendimiz kazanıyoruz. Dünyaya bir kez daha gelsem yine kalaycı olmayı isterdim"dedi.

"Dünyaya bir kez daha gelsem yine kalaycı olmayı isterdim"

Ahmet Bilge "Tokat sanayisinde kalaycılık yapıyorum. 78 yaşındayım ve 8 yaşında babamın yanında başladım bu mesleğe. Baba mesleği bende devam ettiriyorum, işimi seviyorum. Bakır semaver sanatı, kalay, antik semaverlerin tamir ve bakımı ile cami ve kubbe âlemleri imalatı sanatı yapmaktayım. Kalaycılık mesleği Tokat'ta kaybolmaya yüz tuttu. Ama bu mesleği gittiği yere kadar sağlığım el verdiği müddetçe yürüteceğim. Her geçen gün sayımız giderek azalıyor ve  bakır ustalarına rastlamak artık neredeyse imkânsız. Şu anda benim için yeryüzündeki en güzel mesleklerden biri kalaycılık. Kimseye muhtaç değiliz, ekmeğimizi kendimiz kazanıyoruz. Dünyaya bir kez daha gelsem yine kalaycı olmayı isterdim"ifadelerini kullandı.

 "Vücuda birçok faydası vardır"

Ahmet Bilge "Kalay yapılacak ürün bize gelir, geldiği zaman temizliği kumla yapılır, kalaya hazırlanır. Ondan sonra ocağın başında ateşte nişadır (amonyak tuzu), pamuk ve diğer aletlerle; el emeğiyle kalayları veririz. Atalarımız, babalarımız bildik bileli bakır tencere, sürahi kullanırlardı. Hiçbir hastalık olmazdı. Vücuda birçok faydası vardır. Suyu soğuk tutar, yapılan yemek çok lezzetli olur; sebebi ise hem kalaydan hem de ateşin değdiği nokta ile en üst tarafın sıcaklığının aynı olmasıdır. Çelik, alüminyum tencereye göre artısı çoktu"ifadelerine yer verdi.