Sağlık Bakanlığı, Türkiye'de 2010'dan itibaren görülen Batı Nil Virüsü enfeksiyonunun bu yıl 6 kişide tespit edildiğini açıkladı.

Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, "Hastalık, kişiden kişiye doğrudan bulaşmamaktadır. Ülkemizde 2010 yılından itibaren görülen Batı Nil virüsü enfeksiyonu, 2024 yılında 6 kişide tespit edilmiştir. Hastalarımızın takip ve tedavilerine devam edilmektedir. Bakanlığımızca gerekli çalışmalar yürütülmekte ve süreç hassasiyetle takip edilmektedir."

BATI NİL VİRÜSÜ NEDİR?

Batinilvirisu

Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Zoonotik ve Vektörel Hastalıklar Dairesi Başkanlığı'nın aktardığı bilgiye göre Batı Nil virüsü; insanlarda nörolojik hastalıklara ve ölümlere neden olabilen, insanlara sıklıkla enfekte sivrisineklerin sokması ile bulaşan viral bir hastalık olarak tanımlanıyor.

Bakanlığın sitesinde virüs ile ilgili şu bilgiler yer alıyor:

"Hastalığın etkeni Flaviviridae ailesinin Flaviviruscinsinde yer alan bir RNA virüsüdür. Batı Nil Virüsünün (BNV) yaşam döngüsünde, yabani kuşlar ana konaktır. Kuşlardan kan emen sivrisinekler, hastalık etkenini insanlara, bazı memelilere (at gibi) ve yabani kuşlara taşırlar. Ancak insanlarda ve atlarda enfeksiyon düşük viremi ile seyrettiğinden bunlar diğer sivrisinekleri enfekte edemez, dolayısı ile kazara döngüye girerler ve son konak olurlar."

Virüs insanlara esas olarak hastalığa sebep olan virüsü taşıyan sivrisineklerin sokmasıyla bulaşır. Virüs kırkın üzerinde sivrisinek türünden izole edilmiş olmasına rağmen daha fazla sıklıkla görülen cins Culex cinci sivrisinekler tarafından taşınırlar.Hastalığa vektörlük eden sivrisinekler;

>> Gündüzleri bodrum katları, kiler, bina eklentileri, mağara gibi ıssız alanlarda saklanırlar.

>> Genellikle geceleri ortaya çıkar ve insanlar için tehlike oluştururlar.

Hastalığı taşıyan sivrisineklerin başlıca üreme alanları ise şöyle: Irmak kenarları, havuzlar, kuyular, yağmur suyu ile yerde, kayalıklarda oluşan su birikintileri, bataklıklar, ağaç kovukları, erimiş kar suları, su dolu lastik ve tenekeler gibi her çeşit yapay su birikintileri.

İLK KEZ 1937'DE GÖRÜLDÜ
Sivrisinekler yoluyla yayılan Batı Nil virüsünün, ilk kez 1937'de Uganda'da Batı Nil bölgesinde görüldü.

Kuşlarda (kargalar ve güvercinler) ise ilk defa 1953 yılında Nil Deltası'nda tanımlandı.

Hastalığın çoğunlukla Afrika, Avrupa, Ortadoğu, Kuzey Amerika ve Batı Asya’da görüldüğü belirtiliyor.

NASIL BULAŞIR?
Batı Nil Vürüsü, sivrisinekler yoluyla insanlara bulaşıyor.

Hastalığın insandan insana direkt ya da temasla geçişi bulunmuyor.

BELİRTİLERİ NELER?
Batı Nil Virüsü'nün kuluçka süresinin 3-14 gün olduğu kaydedilirken, hastalığın belirtileri ise şöyle sıralanıyor:

>> Ateş,

>> Baş ağrısı,

>> Halsizlik,

>> Kas ağrıları,

>> Bulantı,

>> Kusma,

>> Karın ağrısı ve ishal,

>> Cilt döküntüsü

>> Kas titremesi ve kasılmalar,

>> Uyku hali

>> Koma

Virüsün, özellikle yaşlı ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler için daha riskli olduğu ifade ediliyor.

TEDAVİ YÖNTEMİ NE?
Bakanlığın aktardığı bilgiye göre, virüsün tedavisi, destek tedavisi şeklinde olup hastalık belirtilerine yönelik.

Hastalığı önlemeye yönelik insanlar için aşı bulunmuyor.

VİRÜSTEN KORUNMAK İÇİN HANGİ ÖNLEMLER ALINMALI?
Bakanlık, virüsten korunmak için alınması gereken önlemleri şöyle sıralıyor:

>> Sivrisineklerin aktif olduğu saatlerde (güneş battıktan sonra) açık alanda fazla kalınmamalı, kalınması halinde kapalı giysiler giyilmeli,

>> Pencerelere ve kapılara sineklik takılmalı,

Kumar bağımlılığında intihar riski Kumar bağımlılığında intihar riski

>> Özellikle sineklerin çok olduğu dönemlerde cibinlik kullanılmalı,

>> Kapalı ortamlarda, hava dolaşımı yaratacak vantilatör, klima gibi cihazlar kullanılmalıdır.

>> Sivrisinek üreme alanları yok edilmelidir.

>> Lastik tekerlek içleri, teneke kutular, boş saksılar, su varilleri gibi sivrisineklerin kolay üreyebildiği yerlerde su birikmesi önlenmeli ve bakımı sağlanmalı,

>> Suyu biriktiren kap ve oyuncaklardaki sular boşaltılmalı, kullanılmadığında ters çevrilmeli,

>> Hayvan sulukları ve yalakları düzenli olarak temizlenmeli, içindeki sular haftada en az üç kez değiştirilmeli,

>> Açık foseptik çukurlar kapatılmalıdır,

>> Evlerin yakınındaki küçük su birikintileri kurutulmalıdır.