1-- Ne gördün ey âmâ?
Ne kadar az imiş dünya ve ben ne kadar az imişim orada!
Adonis ( Suriye’li Ahmet Sait Eşber- Arapların en büyük şairi)
2-- Kadın frengi hastası, 8 çocuğu var. Çocukların üçü sağır, ikisi kör, biri zekâ engelli. Kadın hamile ve doğan çocuk; BEETHOVEN
3-- Sarhoş baba, hasta anne, yatılı okullarda geçen yalnız bir çocukluk, bitmeyen depresyon ve sara hastalığıyla mücadele eden bir dahi; DOSTOYEVSKİ
4-- 6 çocuktan ilki, iki erkek kardeşi bebekken ölüyor, üç kızkardeşi Nazi zulmünde ölüyor. Baba baskıcı geçimsiz. O ise hep yalnız, adı; KAFKA
5-- 11 yaşında babasını kaybediyor, dedesi sert kişilik. Evden gönderiyor. Yoksul aile, 11 yaşında tersanelerde çıraklığa başlıyor; GORKİ
6-- Babası borçları yüzünden hapishaneye düşünce çalışarak borçları ödemek, ailesine bakmak zorunda kalan, okula gidemeyen küçük bir çocuk kendini yetiştiriyor; CHARLES DİCKENS
7-- “Mutlu insanın hayat hikâyesi olmaz.” demiş. UMBERTO ECO
8-- YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR.
Musa EROĞLU'nun "Yolun sonu görünüyor " türküsünü çok severim.
Bu türkünün sözleri öyle anı şanlı şairlere ait değil..
Ordu'nun Fatsa İlçesi'nden Dursun Ali AKINET adlı bir şoföre ait.
Bu şoför aynı zamanda "Halil İbrahim" adlı türkünün de söz yazarı.
Dursun Ali'nin 79 yaşındaki annesi hastalanır bir gün. 
Alır annesini Ankara'daki Hacettepe Hastanesi'ne götürür.
Hastaneye yatırılır annesi. Tahliller istenir. Bir süre sonra Dursun Ali tahlil sonuçlarını almak için odadan çıkacakken annesi seslenir:
"Nereye Dursun Ali?"
“Tahlil sonuçlarını almaya gidiyorum” der Dursun Ali. Annesi oğlunu yanına çağırır, elini tutar ve der ki: "Gerek yok oğlum, yolun sonu görünüyor."
Dursun Ali çok kötü olur.
"Olur mu anneciğim? Çok iyisin maşallah" der ve odadan çıkar.
Sonuçları alır ve odaya döner. Ne yazık ki annesi son nefesini vermiştir.
Dursun Ali annesinin cenazesini alır ve koyulur yola. 
Fatsa yolunda, cenaze arabasında bu sözleri yazar:
Bana ne yazdan, bahardan / Bana ne borandan, kardan,
Aşağıdan, yukarıdan / Yolun sonu görünüyor.
İşte her şey kocaman bir HİÇ...
Ne yaparsak yapalım, / hepimiz için / yolun sonu görünüyor.
Bir gün hepimiz: / Geçtim dünya üzerinden
Ömür bir nefes, derinden / Bak feleğin çemberinden
Yolun sonu görünüyor. DİYECEĞİZ...
Gencim, güzelim, makam sahibiyim, zenginim, demeye fırsat kalmadan:
Azrail'in gelir kendi / Ne ağa der, ne efendi!
Sayılı günler tükendi / Yolun sonu görünüyor. GÖRECEĞİZ...
Dünyadaki her şey bize ölümü hatırlatırken biz dünyaya kazık çakmaya çalışıyoruz ya, şunu hiç aklımıza getirmiyoruz:
Bu dünyanın direği yok / Merhameti, yüreği yok
Kılavuzun gereği yok / Yolun sonu görünüyor.
Evet, yolun sonu göründüğünde “Görünen köy kılavuz istemez”
misali yeni bir hayat başlayacaktır.
Yunus Emre der ki ; 
Ten fanidir, can ölmez, / Gidenler geri gelmez,
Ölür ise ten ölür / Canlar ölesi değil…
Ben de hâlâ şaşırıyorum hayata,
Ezelden gelmişim, ebede giderim, / Bir garip yolcuyum kime ne derim!
Zaman ötesine geçer dururum, / Aklımı başımda zor zaptederim…
(Mehmet Özata)                                  16 Ağustos 2024 / Mehmet Özata