Son zamanlarda İstanbul'da patlak veren Yenidoğan Çetesi skandalı büyük yankı uyandırdı. Bebek hastalarını anlaşmalı hastanelere usulsüz şekilde yönlendiren çetenin faaliyet gösterdiği hastaneler arasında Avcılar Hospital da yer alıyor. Bebek ölümlerine yol açtığı iddia edilen bu skandal hakkında detaylar haberimizde.
Avcılar Hospital Olayı Nedir?
22’si tutuklu 47 şüpheli hakkında hazırlanan iddianameye göre, Yenidoğan Çetesi, İstanbul'daki çeşitli özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde yasa dışı faaliyetler yürüttü. İddialar arasında en az 12 bebeğin hayatını kaybetmesine neden oldukları belirtilen çetenin, Özel Avcılar Hospital da dahil olmak üzere toplam 19 hastanede faaliyet gösterdiği ortaya çıktı.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 494 sayfalık iddianamede, çetenin bebek hastaları tedavi edebilecek kapasitede olmayan hastanelere yönlendirdiği ve bu süreçte esas amacın bebeklerin sağlığını iyileştirmek değil, maddi kazanç sağlamak olduğu belirtildi.
Yenidoğan Çetesi'nin Faaliyetleri ve Diğer Hastaneler
Yenidoğan Çetesi'nin 112 Acil Çağrı Merkezi'ndeki kişilerle işbirliği yaparak acil durumdaki bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere yönlendirdiği iddia ediliyor. Çetenin lideri olduğu öne sürülen Dr. Fırat Sarı'nın da bu süreçte önemli bir rol oynadığı belirtiliyor.
Avcılar Hospital dışında, çetenin faaliyet gösterdiği diğer hastaneler arasında İstanbul'da bulunan 19 farklı özel hastane yer alıyor. Bu hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde, bebeklerin sağlığı göz ardı edilerek maddi kazanç sağlandığı ve hastaların uygun tedavi almadığı kaydedildi. Şüphelilerin, enfeksiyon riski yüksek olan bebekleri bu birimlere yatırarak ölümcül sonuçlara yol açtığı iddialar arasında.
Bebeklerin Ölümlerine Neden Olan Skandalın Detayları
İddianamede, çetenin bebeklere gerekli sağlık hizmetini sağlamadığı, aksine yoğun bakım ünitelerinde yetersiz personel ve ekipmanla çalışarak enfeksiyon riski artırdığı vurgulandı. Bebeklerin ölüm oranlarındaki artışın nedenlerinden biri olarak, tedavi süreçlerinin yetkili doktorlar yerine hemşire ve hemşire yardımcılarına bırakılması gösterildi.
Ayrıca, hastanelerde kullanılan ilaçların usulsüz bir şekilde çıkarılıp satıldığı ve bu yasa dışı faaliyetlerin örgüt üyelerine ciddi kazanç sağladığı ortaya çıktı.
