Çorum Emek ve Demokrasi Platformu Temsilcisi Av. Ahmet Özdel, “Çorum katliamı insanlığa karşı suçtur ve zaman aşımı işlemez o nedenle tüm devlet arşivleri açılmalı ve gerçek sorumlular yargılanmalıdır” dedi.
Özdel, ayrıca Kadeş Barış Meydanına barış anıtı dikilmesini istedi.

Çorum katliamının 44. Yıldönümü nedeniyle Kadeş Barış Meydanı’nda düzenlenen anma programında Emek ve Demokrasi Platformu adına bir açıklama yapan Ahmet Özdel, başta Çorum katliamı olmak üzere Maraş, Sivas, Gazi, Gezi ve 10 Ekim olmak üzere katliamlarda hayatını kaybedenleri andı. 

Özdel, “Egemen güçler, gerek ülkemizde gerek tüm dünya da sömürü ve baskı düzenine dayanan iktidarlarını devam ettirmek için, savaştan ve şiddetten beslenirler. 

Savaşta ve çatışmada kullanılacak kitleleri oluşturmanın en iyi yolu ise nefret ve kin dilini kullanmak, insanları ve toplumları ayrıştırmaktadır. 

Bu gün Filistin'de Gazze'de yaşanan neyse, 44 yıl önce Çorum'da yaşanan odur. Bugün Gazze'de İsrail tarafından yapılan soykırımı lanetliyorsak, Çorum katliamını da lanetlememiz gerekir. İsrail, yaptığı soykırım ile Gazze'de, Filistinli öldürmüyor, öldürülen insanlık ve insan onurudur. Bu nedenle Gazze'de, Çorum'da, Sivas'ta, 10 Ekim Gar Katliamında yaşanan insanlığa karşı suçtur” dedi. 

Çorum katliamının 12 Eylül darbesine zemin hazırlamak için tertiplendiğini kaydeden Özdel, Çorum Emek ve Demokrasi Platformu olarak iki temel taleplerinin bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:

 “Bu taleplerden birincisi, Çorum katliamı insanlığa karşı suçtur ve zaman aşımı işlemez o nedenle tüm devlet arşivleri açılmalı ve gerçek sorumlular yargılanmalıdır.

Çorum Emek ve Demokrasi Platformu olarak ikinci temel talebimiz ise Kadeş Barış Meydanı’na bir barış anıtı dikilmesi talep ediyoruz. 

Söz vatandaşta! Başkan Aşgın Gülabibeylileri dinleyecek Söz vatandaşta! Başkan Aşgın Gülabibeylileri dinleyecek

Eğer bu şehir barışın ve kardeşliğin şehri olacaksa geçmişi ile yüzleşmelidir. Bu şehirdeki mezhep farklılığı, kültür ve inanç farklılığı çatışmanın bir nedeni olarak kullanılmıştır. Yüzlerce yıl barış içinde aynı köyde, aynı mahallede, aynı sokakta yaşayan insanlar tetikçiler kullanılarak; fırınlarda yakılarak, işkence edilerek öldürülmüştür, binlerce insan tutuklanmış, binlerce insan yerinden yurdundan edilmiştir. Bu kentte bu nedenle bir barış ve kardeşlik anıtı olmalıdır. Bu nedenle bir anıt dikilmesini talep ediyoruz. 

Bizim mücadelemiz Türkiye'nin demokrasi mücadelesidir. Bizim mücadelemiz demokratik hukuk devleti mücadelesidir. Bizim mücadelemiz tüm inançların, etnik kimliklerin bir arada eşit ve özgür bir şekilde yaşayabileceği mücadelesidir. Bizim mücadelemiz, sadece tetikçilerin yargılanmadığı gerçek katillerin bulunduğu davaların mücadelesidir. Bizim mücadelemiz tüm ezilen halkların, inançların, kimliklerin mücadelesidir. Bizim mücadelemiz insanlık onurunun mücadelesidir.”

Editör: Kubilay Olcan