Kalaycılık artık kaybolmaya yüz tutmuş meslekler arasında sayılıyor. Bakır kapların üretiminin hızla azalması ve insanların artık bakırdan yapılan eşyalara rağbet etmemesi, kalaycı esnafını da bitmesini ve dükkânlarını tek tek kapatmasını beraberinde getirdi. Bir çoğu ilerleyen yaşlarına rağmen çok az insanın kullanmaya devam ettirdiği bakır kap kacakları kalaylamayı alın teriyle sürdürmeye çalışan kalaycılar, artık çırak bulamamaktan ve bu geleneksel mesleğin yitip gitmesinden endişeleniyor.

Kalayın en çok bildiğimiz yönü Türk mutfağıyla özdeşleşmiş olan bakır kaplarla ayrı düşünülemez oluşudur. Kalaycılık Anadolu'da günlük yaşamla iç içe geçmiş olup bir meslek halini almıştı. Öyle ki sabit dükkânları haricinde kalaycılar, sokak sokak dolaşarak insanların mutfaklarında kullandıkları bakır eşyaları kalaylamak için emek verirlerdi. Günümüzde de yer yer bu tarz seyyar kalaycıları görmek mümkün oluyor.

Kalay ustaları; havayla ve ateşle teması sonucu içinde pişen yemeğe zararlı madde yayan bakırın, kalaylandığı takdirde bir şifa kaynağına dönüşeceğini bilecek ve asırlarca uygulayacak kadar hâkimlerdi bakır ve kalaya. Böylelikle bakırın kullanıldığı her yerde kalay ve kalaycılar da olmak zorundaydı. Günümüze geldiğimizde eskisi kadar yaygın kullanılmasa da bakırın hâlâ o ayrıcalığını koruduğunu ve vazgeçilemez olduğunu görülmektedir.

Bilecik’te çiftçiye tam destek Bilecik’te çiftçiye tam destek

İHA